Sunday, December 14, 2014

Seoul Metrosu ve Bir Anım



Merhaba arkadaşlar! Bir süredir yazmıyorum farkındayım ki eğlenceli bir şeyler bekliyorsunuz :D Yazdan beri yazıcam diyip de yazmadığım bir dolu Kore anım vardı, birikti veya unutuldu ... 
Derken, geçen gün metroda yaşadığım ufacık bir olay bir tanesini hatırıma getiriverdi...

Seoul Metrosu 

Aşağıda gişelerin olduğu kısmı görüyorsunuz, geçtikten sonra yeşil veya sarı hat için okla gösterilen yerleri takip ediyorsunuz.



Korede tren hatları farklı renklerle ayrılmış ; ana renklerden ara renklere bir sürü hat var.
Sadece yeşil hat bile bizim Kızılay'a bağlanan en uzun hattımızın iki katı kadar



Aşağıdaki resimde ise tüm hatları görüyorsunuz. Neredeyse şehrin her yerine metroyla rahatça gidebilirsiniz. Tabi merkezlerde hatların kesişimi daha fazla. Mor renk hat,turuncu hat , turkuaz mavisi hat, lacivert hat, mavinin bilmem ne tonundaki hat... Her yeri demir ağlarla örmüş adamlar :)

Seoul Metrosu hayranlık uyandıracak geniş bir ağa sahip. Hele benim gibi Ankara'nın 2 çıbıklık metrosuna on yıllar sonra yapılan eklemelere bile aşırı şekilde sevinç gösteren biriyseniz bayaaa karışık bir yer.



En yoğun istasyonlarından birisi ise Seoul Station. Çünkü hem şehirler arası hızlı tren için hem havalimanına giden tren için, hem de metronun farklı renklerdeki bir kaç güzargahı için hep burdan trenler kalkıyor/geçiyor.
 Ayrıca istasyonun bir çıkışında da Lotte Outlet (AVM) ve Lotte Market var. İstasyonun yakınında büyük şirket binaları var. Önünde çok şeritli yollar var ve trafik çok yoğun. Seoul Station bahsettiğim yoğun çevresinden dolayı bizim Kızılay metrosunun 3 katı kadar falan diyebilirim. Eee 3 katıysa çıkış sayısı ve çıkışların birbirlerine olan uzaklıkları da öyle :D



Araç trafiği de çok yoğun olduğundan yayalar için ana yol boyu karşıdan karşıya geçme imkanı yok (ya da biz bulamadık) :( Bu yüzden metrodan doğru çıkıştan çıkmak zorundasınız .

Bilet Alma

Seoul'e geldiğimizde bırakıldığımız yerden metroya gitmek ve metro bileti almak gibi işlemleri Singapurlu ve Tayvanlı arkadaşlarımızın yardımıyla (Allah razı olsun ki xD) öğrenebildik. Yoksa ben metrodan nasıl bilet alınacağını Kore'ye gitmeden önce hiç araştırmamıştım. 
Sanmıştım ki, bizdeki gibi...
 Gideceksin gişe görevlisiyle görüşeceksin biletini alacaksın, o kadar anlaşacak Korecem de var her şey tamam olacak ...
 Ama metrolarında ne bir güvenlik görevlisi ne gişe görevlisi ne de her hangi bir METRO GÖREVLİSİNE rastlamadım :) 

Hemen her şey makinelerle yürütülüyor. Bileti veya doldurulabilir kartı almak için parayı makineye atıyorsunuz bilet alıyorsunuz (ki biz yanlışlıkla promosyon kuponu veren pahalı karttan almışız, kupon falan kullanacağımız yoktu oysaki :) 
Sonra aynı şekilde kartı dolduruyorsunuz. 
Tamam biz de öyle dolduruyoruz Ankarakartımızı. Ama hep bir gişe görevlimiz, yön soracak güvenlik görevlimiz var metroda. Biz insan seviyoruz, ya da en azından ben yolu hep bi bilene sormayı tercih  eden o kişiyim :)

Metroda Yatan Evsizler Gerçeği

Tamam bileti/kartı makineyle hallediyorsunuz da güvenlik görevlisi olmaması çok tuhaf gelmişti ilk başta.Ama o kadar çok istasyon var ki hangi birine koysunlar adamlar da haklı olabilir. (Sonra içinde görevli olan bir kaç istasyon gördüm mü hatırlamıyorum .) 

Seoul Station gece oldu mu; Ojakyo Brothers'ta kızın metroda yatan evsizler arasında babasını aradığı  sahne vardı ya; İşte o sahne gibi oluyor ! Yerliler için kıyıdan bakıp geçip gittikleri , çok sıradan bir şey. Çok fazla evsiz, metro istasyonunda yatıyor. Birlikte su yerine soju içiyorlar çünkü tabiri caiz ise ''Sudan Ucuz''. Altlarına gazete seriyorlar :(  
Çoğunlukla sessizler, kendi hallerineler; bazen de aralarından dilenenler, sarhoş olup coşanlar olabiliyor. Bunlar benim kısa süreli gözlemlerim. Kışın nasıllar bilemiyorum.
Tabiki dışarda yatmalarındansa üstü kapalı bir yerde yatsınlar ...
Da, biraz tuhaf geldi işte bana, bizde metro istasyonu gece oldu mu kapatılır ya ondan sanırım. 

Bir de sanki Ankara'da daha az sokakta yatan insan var gibi geldi bana. 
''Dalga mı geçiyorsun, Güvenpark'a sabah erken saatte ya da gece hiç  mi gitmedin? '' demeyin. 
Elbette biliyorum, Güvenpark'ta banklara kıvrılanları, Kumrularda ağaç altlarında, otoparklarda uyuyanları... 
Belki de hep evsizler Seoul Station'da toplandığından o kadar fazla gelmiştir bana. 
Belki de dizilere göre çok çok farklı bir boyutta olduğundandır. 
Belki fazla beklentilerim vardı Seoul'den....

Metronun Bi Milyon Çıkışı Varsa


Neyse biz metroya bindik hostelimizin tarif ettiği şekilde Seoul Station'da indik. Elimizde 25-30 kg lık bavullar... Seoul Station'da kendimi sudan çıkmış balık gibi hissettiğimi hatırlıyorum. 15-16 ya da daha fazla çıkışı var ve bu çıkışlarının çoğunun arası en az Tandoğan- TCDD alt geçidi gibi ... Uzun yani (belkide ağır bavullarla öyle hissetim :D ) 

İlk önce metro çıkışlarını gösteren haritanın önünde bir süre düşündük nereden çıksak en yakın olur falan diye. 
Derken yaşlıca bir teyze *yani ahjumma* bize Lotte Çıkışı tarafına gitmemiz gerektiğini  söyledi 1-4 çıkışlarıydı sanıyorum.Bizim durduğumuz yer ise tam zıttı 15-16 çıkışı falan gibi. neyse biz 1-4 tarafına yürümeye başladık ama yol bitmiyor. 
Sürekli burdan mı şurdan mı derken 1-4 çıkışına baya yaklaştık. Ama tereddütlerle git gel yapa yapa çok zamanımızı harcadık. Bu sırada baya yol gittik bavullarla merdiven çıktık,indik ... 
Anın getirdiği bıkkınlıkla '' Metro büyük olsa neye yarar işlevsel olmadıktan sonra?'' diye sık sık hayıflanmıştım . Yine de biz metro istasyonlarına göre daha çok engellileri düşündüklerinden  çoğu zaman bavulları rahat sürükleyebilmiştik.

Derken 1 ile 4 ün ayrıldığı noktaya geldik ki zurna zırt dedi! Şimdi hangisinden çıkmalıydık ?
Çok yoğun bir istasyon olduğu için yanımızdan milyon tane insan geçiyor, birine sorsak yol gösterir herhalde umuduyla etrafta aranan gözlerle bakınıyordum. Hani belki bize doğru bakan biri olur  da 1 mi 4 mü Lotte'ye daha yakın sorarım diye.
Ama kısa sürede kendimi görünmez gibi hissetmeye başlamıştım.
Kimse mi bakmaz?
Orada 3 tane yabancı olduğu aşırı belli olan yabancı ellerinde bavullar telaşla bir sağa bir sola gidiyor...


(Sonra Kore'de yaşayan bir arkadaşım o istasyon çok yoğun olduğundan insanların aceleci davranırken ilgilenmemiş olabileceklerini söyledi.)
Kimse bizle ilgilenmiyor ve bizde bir sağa bir sola derken baya yorulduk. Ben dayanamayıp rastgele önüme gelenlere Korece olarak Lotte çıkışı diye sormaya başladım. 
Nasıl hissettiğimi şöyle açıklayım ; hani dilenci ya da sokak satıcısı illa para verceksin diye koluna yapışır da duyarsızca başından atarsın ya... Hah işte öyle! 
Bu seferki görünmez olmaktan daha da kötüydü. Bir kaç kişiden aynı tepkiyi alınca gururum fena halde incindi.  Daha nasıl olmalıyız ki ilginizi çekelim de yardım isteğimize cevap verin , ha?




Bir süre sonra sormayı bıraktık. 

Belki metroda Public Internet ( Belediyenin Ücretsiz ve en önemlisi Şifresiz sunduğu Wi-Fi- Bu ayrı bir yazı konusu olacak nitelikte) çeken bir yer buluruz da adrese bakarız diye olduğumuz yerde ileri geri gitmeye başladık.



 15 dakika falan boş boş bekledikten sonra bu sefer 45'li yaşlarda olduğunu tahmin ettiğim bir Bey bize yaklaştı, İngilizce konuşmaya başladı. '' Yardımcı olabilir miyim, aradığınız bir yer var mı?'' dedi. Bunlar nasılda sihirli cümleler olabiliyormuş o an anladım !  Kendisi de uzun süredir yurtdışında çalışıyormuş, halimizi görür görmez anlamış bir sıkıntımız olduğunu. Zaten anlamamak odunluktu bence, çünkü bitkin halimizden , umutsuz yardım çağrışlarımız, malül bakışlarımızdan azcık gözü ilişen insan evladı anlardı yardım istediğimizi.

 Korelilerin İngilizce konuşmaktan çok çekindikleri için bize yardımcı olmamış olabileceklerini söyledi. Ben Korece de konuştuğumuzu söyleyince '' Onlar yabancı olduğunuz için söylediğinizin Korece olduğunu anlamamış olabilirler, önyargı işte'' dedi.
Telefonundan açtı bize gideceğimiz yerin nasıl göründüğünü falan gösterdi, çıkışı gösterdi , gideceğimiz yere geçiş konusunda emin olmadığını da söyledi gitti.

İşte Beyefendinin o davranışı bana büyük ders oldu. Şimdilerde gözüme ilişirse metroda, durak yakınlarında, yolunu kaybeden, durak arayan  görsem, onlar oradan oraya  uğraşmasınlar diye önce ben soruyorum
'' Yardımcı olabilir miyim, aradığınız bir yer var mı?''...

Varış

Biz çıktık ama asıl çıkmamız gereken yerin karşısından çıkmışız. Karşıya geçmek mümkün değil yol sanki otoban ... *yazar yine abartmış* arkadaşlarda da hal kalmadı, açız, uykususuz, bir buçuk saat metronun içinde dolanmışız, merdivenlerden bavulu tekrar indirip başka taraftan çıkarcak halimiz yok... 

Dedik ulan parasıyla değil mi? 

Sırf karşı tarafa geçmek için taksiye bindik  :)


 Taksi karşıya geçmek için baya bir yerlerden dolandı ama 4$ (8 tl civarı) bir para verdik :D
 3 kişi zaten paylaşıyoruz, dedik boşuna eziyet çekmişiz. İlk başta rastgele çıkıp adresi taksinin eline tutuştursaymışız acayip enerji tasarrufu olurmuş  :D 
Taksici amca bi ara Arabistan'a gitmiş bi işi için. Biz Türk olduğumuzu söyleyince Selamun Aleykum diye başlayıp anlamadığımız Arapça bir şeyler söyledi. O sırada taksimetrede aslında 3$ yazdığını fark ettim. Turistiz diye  adam yine  yapmış yapacağını da Allah'tan abartmamış diye yorgun halimle ses çıkarmadım, *aslında çıkartamadım bavullara yardım ettiydi de :D*

Sonra eşyaları yerleştirip etrafı keşfe çıktık ki bir daha benzer hadise yaşamayalım. Kendi çapımızda bir kaç çıkışı yakın bulduk . Ama aslında çok daha yakın bir çıkışın varlığını hostelden ayrılırken öğrendim :D Hiç bilmesem içim rahat olacaktı 
*Eee ünlü şair yazar düşünür.... Serdar Ortaç ne demiş ; Hayaaaat bunu neden yapıyosun? hehehe*

Metronun bu kadar geniş bir ağa sahip olması nedeniyle ilk başta zorlandım ama öğrenince gerçekten büyük rahatlık ve kolaylık sağlıyor. Ankara'ya dönünce en çok özlediğim ve sürekli yad ettiğim yer Seoul metrosu oldu :) Aktarma sistemini  çok planlı yapmışlar hangi kapıdan inerseniz hangi çıkışa yakın ineceğiniz ve kapıdan hatlar arası geçişin daha kolay olduğu vs pek çok şey önceden planlanmış, nasıl kullanacağınızı bilirseniz çok zaman kazandırıyor.

İlk önce Pekin metrosunu gördüğümde istasyonlardan bir sürü aktarma yapılmasına acayip şaşırmıştım. Ama Seoul metrosu Pekini de aşmış :) Bu anlamda çok başarılılar. Bizde aktarma sistemi çok kötü, hatların sadece Kızılay'da , Batıkent'te ... yani tek istasyonda kesişmesi saçma. Adamlar hatları nerdeyse her durakta kesiştiriyorlar. (biraz abarttım tamam,  kabul xD)

  Kızılay istasyonu gibi büyük ve bir kaç farklı metro hattına aktarma imkanı veren 30-40 istasyonları var...  Ancak henüz kara yolu trafiğinde ilerlemeleri için zamana ihtiyaçları var . Bu anlamda (kara trafiği) Pekin gördüğüm pek çok şehirden kat kat daha önde. Nüfusa göre baya iyi işliyor çünkü yol planlaması iyi yapılmış. Pek çok yerde 6 şeritli yollar var. (Neyse konumuz Seoul metrosu Pekin trafiği değil, merak eden olursa yorum bıraksın ayrı yazı yazayım ;) 

Seoul İstasyonunda Yemeye Dair Not



Konumuz burda bitti ama aklıma geldi bir kere bunu da yazayım. Seoul Station'daki  Lotte'de pek çok Amerikan fast-food markası var. Biz pizza yemeyi seçtik, etsiz falan sırf kaşarlı bir orta boy hamura 35$ (75 TL~) civarı para verdik. Gazozla beraber olunca ben baya doydum aslında da çok pahalı olduğunu düşünüyorum.Yani Türkiye'de malum Amerikan pizza markalarında orta boy pizza en fazla ne kadar dimi ? Hem de etli extra peynirli falan olursa bile 70 tlyi zor buluyor belki de bulmuyor. Kore'de peynir konusu çok yaygın olmadığından ya da yabancı markaların pahalılığı Türk parasının Kore wonu karşısında durumunu daha da ciddileştirmesinden de olabilir :)


Kore'nin kendi yiyecekleri daha uygun fiyatlı, böylece fast food dan daha çok kendi yemeklerine (fast food dan daha sağlıklı şeylere )yöneliyorlar.     Çin'e gittiğimde Mc Donalds ve diğer fast food markalrı Kore'ye göre çok daha yaygındı. Korelilerin daha fit olmasının bir sebebi de belki budur ;) *Tez - Hipotez - Eureka!* 

Bir de Seoul Stationda bir Angel in Us Coffee vardı ki, kahveleri çok güzeldi... 
Kore'de kahvelerin çok çeşitli olduğunu ve her damak zevkine uygun harika kahveler bulabileceğinizi söylemiş miydim ?

*** Metro resimlerinin tüm hakları bana aittir. Lütfen kullanırken blog ve yazı linkini belirtiniz.

















No comments:

Post a Comment