Tuesday, January 16, 2018

KORE'DE YÜKSEK LİSANS YAPMAK VE BURSLAR ÜZERİNE - Pt 1 Roommate Edition

Herkese Merhabalar!

Kore'de yüksek lisansa geldim derken ilk dönemin çoktan bitmiş bile.

Sıklıkla burada okumakla ilgili sorular alıyorum. Ama tek tek cevaplamak son zamanlarda benim için çok zorlaştı. Özellikle KGSP başvurularının yaklaşmasıyla artan sorulara ayıracak zamanım kalmamaya başladı. O yüzden tek tek yazmak yerine buraya yazayım ihtiyacı olan okusun istedim.

Ben lafımı ortaya koyarım beğenen alır beğenmeyen almaz kkkk :D

Çevremdeki yabancı öğrencilerin deneyimlerinden belki kendinize de pay çıkarırsınız dediğim hikayelerden oluşan, kenarda dursun diye yeni bi seriye başlıyorum. Hedefim düzenli olarak "The Stories of Those Around Me" tadında yazmak. Kore cilt bakımına hala hastayım ama bu ara o konuda yazasım gelmiyor. Buraya gelince daha duygusal oldum sanırım. :D

Beni bir süredir okuyanlardansanız kendini kısaca ifade etmekte zorlanan biri olduğumu biliyorsunuzdur. İnşallah sıkılmazsınız ;)




Eski şarkıların çaldığı cici bir kitap kafedeyim. Bir elimde lattem diğer elimde Kore'den döner dönmez Türk yemeklerine olan özleminin verdiği gazla beni düşünerek Türkiye'den bana mutluluğun paketini yollayan bebiş bir arkadaşımın özenle seçtiği damla sakızlı Türk lokumum. Küçük olduğu için rahat rahat çiğniyorum. Zaten lokumun hep küçük olanını tercih ettim.

Bu çılgın dünyadaa.... diyor çalan şarkı. Bu çılgın dünyanın bu tarafında bakın neler oluyor ? Yeniden koşacağım diyor... Zaman akıyor diyor... İnsanların bakışı kafamdaki kadar temiz değilmiş anladım bu kış gecesinde diyor... Gelebilir miyim diyor, senin olduğun yere...

 Lütfen bu yazıyı tamamen okumadan Kore'de lisans/ yüksek lisans eğitimi ve KGSP hakkında soru sormamaya çalışın. Herkes gibi benim de zamanım değerli. Günlük olarak buralarda ne yaptığımla ilgileniyorsanız instagram: meishenmeblog


Exchange? Normal Öğrencilik?


Öncelikle Kore'de exchange yapmakla (değişim öğrencisi olmakla)  normal öğrenci olmak çok farklı şeyler.

Misal benim şu an ki oda arkadaşım.

***Konuştuğumuz dil Türkçe olmadığından baya benim interpretation ımı içeren bi çeviri ile okuyacağınız konusunda sizi baştan uyarayım ***

Bir kaç sene önce değişim öğrencisi olarak gelmiş. Sadece bir dönem için gelmesine rağmen çok memnun kalıp bir dönem daha uzatmış. Toplam 1 sene Kore'de yaşamasının ardından eğitim hayatını tecrübe ettiğini düşündüğü için, ülkesine döndüğünde de mezun olduktan sonra yüksek lisansa buraya gelmeyi çok istemiş. Binbir zorlukla burs alıp gelmiş, şu an o çok istediği bölümde yüksek lisans yapıyor. Üniversitemiz Kore'nin en iyi üniversitelerinden biri ve en çok yabancı öğrencisi olanlardan da biri. Kaynakları zengin, İngilizce ders seçeneği pek çok üniversiteden iyi.

Şimdi normal öğrenci olan  arkadaşım, odaya her geldiğinde ne yapıyor biliyor musunuz?
Yorganını tekmeliyor. Araştırma görevlilerine, hocalara sövüyor. Hiç arkadaş edinememesine anlam veremiyor. Japonca bilmemesine rağmen derste Japonca çeviri yapması istenince karşı çıkamadığı için kendi saçını yoluyor. Ona hiç sorulmadan yapılan grup toplantılarında, kendisine sürekli bedavaya ağır çeviri işi yaptırılmasından kaçma yolları arıyor.
Okuldan her dönüşünde morali bozuk. Burda öğrenmek istediği çok şey var ama eğitim sistemi onu çok zorluyor. Geldiğinden beri en çabuk nasıl bitirip dönerimin hesabında.

O da, ben de internet aleminde pek de tanınmayı isteyen tipler değiliz. O yüzden kişiliği hakkında detaya girmiyorum. İkimizin hikayesi farklı, hislerimiz beklentilerimiz farklı ama bazı sorunlar burda ortak. Kendimizce arkadaş canlısı sayılırız. Öyle çok çok sevmeseniz de  tanışır tanışmaz pek nefret edilesi şeyler yapmayan tipler olduğumuz kanısındayım. Ortalama tipleriz yani.

O sarışın, renkli gözlü, baya beyaz güpgüzel bir Avrupalı. Korecesi çok iyi ( zaten yüksek seviye TOPİK olmadan burs bulmak zor, oraya gidince öğrenirim demeyin mutlaka gelmeden Türkiye'de en az orta seviyeye kadar öğrenin. İngilizceniz IELTS 6 nın altındaysa mümkün mertebe iyileştirmeden bulaşmayın. Bir yabancı olarak İngilizce burda hayatta kalmak için can simidiniz, Koreceniz ne kadar iyi olursa olsun!!!) Kore kültürüne, tarihine, coğrafyasına çok hakim. Hanja yazılı kalın kitapları sorunsuzca okuyor ben de ağzım açık bakıyorum. İngilizcesi zaten sular seller...İyi bir okuldan iyi bir ortalama ile mezun olmuş. Avrupalı olduğu için Korelilerin ülkesine laf söylediği de yok.

Burada ki kütüphanelere aşık. Tüm parasını kitaplara yatırıyor. Onu görünce dedim ki sen  yüksek lisans için bu kadar hevesli değilsin Merve, acaba bursunu bu kadar hak ettin mi?

Bu insan, mezun olana kadar dayanamayacağını düşündüğü için degree almasam da edinebildiğim kadar bilgi edineyim de gideyim şurdan diye azimle çalışıyor.

Bugün bu yazıyı yazma sebebim de, işte bu arkadaşımın 1 aylık tatilinin ardından Kore'ye kıpkırmızı gözlerle dönmesi. Gelir gelmez danışman hocasına yardımcı olan araştırma görevlisi ile tartışmış. Buradaki sistem çok zoruma gidiyor Merve diyor.

Kendimi Aptal Gibi Hissettiğim Bi Geceydi...

İngilizce dersler kısıtlı olduğu için Korece ders alıyorum. Şöyle diyeyim derslerimin 3/4 ü Korece. Bir de yani İngilizce derslerin konusu genelde Türkiye'de de öğrenebileceğim şeyler olduğu için Koreyle ilgili bir şeyler öğrenebilmek adına Korece ders seçiyorum.


Ki buraya geliyorsanız burada öğrenebileceğiniz bilgiye değer vermelisiniz diye düşünüyorum. Burs başvurularında da buna çok dikkat ediyorlar. Mesela Kore'de gelişmiş bi teknoloji mi var onla mı ilgileniyorsun? Ya da Kore'de üzerinde çalışacağın konuda eğitim alman Türkiye'de aldığın eğitimden farklı bişey mi kazandıracak san? Sana, ülkene, dünyaya ne katacak? Ne kadar farklı? Bilgiye ne kadar aşıksın? Bilgiyi mi istiyorsun Kore'de yaşamayı mı? Yüksek lisans- doktora içinse ilerde hoca olmayı düşünüyor musunuz? başvururken bunları iyi düşünmelisiniz. Burs sürecinde Pragmatist olmakla atfedildim. Yüz ifadelerinden çok da iyi şeyler kastetmeden kibarca söylemeye çalıştıkları için bu ifadeyi tercih ettiklerini düşünüyorum. Gel gör ki burs alıyorsanız karşıdaki sizden dönüşte pragmatik beklentilere girebilir bu pek tabii bişey. Sizin özellikleriniz, CV'niz, okulunuz ilk bakışta çok çok iyi olsa bile burdaki eğitimle ilgili pragmatik bi dönütünüz olmayacaksa sizin tercih etmeyebilirler.

 Konuşma konusunda günlük hayatta Korece ile yeterince idare ediyorum.  Korecemi siz ölçün; Dil okulunu atladım ( pişmanım bu ayrı bi yazı konusu olur)  Din felsefesi, kadın erkek hakları, bit coin, göçmen hakları, askerlik sistemi hakkında Korelilerle sohbet edebiliyorum. Gelin görün ki danışman hocam için  Korecem hep yetersiz. İngilizce- Korece, Korece- İngilizce kanun çevirisi yapmamı bekliyor. Ben daha Türkçeme güvenmiyorum ki... İlk dönemin olduğu için affediyorum ikinci dönem böyle olmayacak bil diyor.

Kore'de Yaşamı Merak Ediyorsanız : Dil Okulu

Dersler, profesyonel dil, günlük hayat gibi değil bambaşka bir şey. Çoğu dersten çıktığımda ruhum erimiş, enerjim düşmüş oluyor. Yarısını anlasam seviniyorum. Özellikle önemli bir sunum veya rapor üzerine çalışıyorsam kendimi aptal gibi hissettiğim çok gün oluyor. Bunun sebebi bi hedefim olması. Bunları anlıyor olmayı istemem. Dersleri takmayayım sırf Kore'de yaşamak, deneyimlemek için geleyim diyorsanız, lisans ya da yüksek lisansa değil dil eğitimine gelmenizi tavsiye ederim. Ya da tezsiz programlara.

İşte böyle bir gecede oda arkadaşım beni avutmak için çok anlamlı deneyimlerini benimle paylaştı;

'' Merve, ben exchange'e geldiğimde her şey çok güzeldi. Okul kulüplerine üye oldum, gezdik MT'lere gittik, çılgınca içtik eğlendik...Halletmem gereken resmi iş, okul işi vs olduğunda Badim vardı (Buddy programları okuldaki yabancı öğrencilerle bir Koreliyi eşleştiriyor, yabancının sisteme adaptasyonunu kolaylaştırıyor.) Şimdi ise okulda yalnızım, her resmi iş normalden 3 kat zor ilerliyor. Arkadaş edinmeye çalışsam da Koreliler soğuk ya da  kendi işinde gücünde...


(- Yazarın Notu: Korelilerin word yerine her şeyi '' .hwp" formatında kullanması bile sıkıntı. Her şeye bi certification istiyorlar. Fikri mülkiyet hukuku aşırı sıkı işliyor. Internet sistemlerinin güvenlikli olması için tuhaf tuhaf kurallar,formatlar var. Kötü demiyorum ama bilmeyince değişik baya yani. Bilgisayarıma geldiğimden beri 3786 tane değişik program kurmam gerekti. Bir Koreli yardım etse 3 saniyede hallolacak şeyleri kendi başıma 3 günde bazen 3 haftada yaptığım oldu. Yabancı olduğumdan sisteme eklenmem zaman aldığından bi çok kez iptal olan, saati değişen, ödev verilen derslerden haberim olmadı. Okulun sistemi zaten İngilizce tam veri sağlamıyor. Özellikle dil okulunu atlayıp geldiğim için Kore okul sistemini bilmiyordum, dil olarak olmasa da sistem olarak çok zorlandım. Çünkü dil okulundakilere okul hemen hemen tüm resmi servisleri kendi sağlıyor ama direk bölüme başlarsan yalnızsın. Kapıdan çıkan öğrencileri rastgele çevirip sora sora yaptım bi çok şeyi. Bazıları tersledi nasıl bilmezsin buraya kadar böyle nasıl geldin falan, bazıları yabancıyım diye korktu, bazıları çok iyiydi yardımcı oldu... Şimdi komik ve saçma geliyor ama o zaman kimse yardım etmeyince millete böyle yapışıp yalvarmışlığım var. Az kalsın tarihleri kaçırıyordum, zamanla yarışıyordum başka nasıl yapardım hala bilmiyorum.
--  KGSP sadece maddi anlamda destek sağlıyor buraya geldikten sonra tüm resmi işlemlerde yalnızsınız. 
--- Aynı hissi bi başka Avrupalı arkadaşım şöyle ifade etti; Koreli erkek arkadaşım varken daha kolaydı, tüm resmi işleri benim için hallediyordu.Ama şimdi kendi başıma çok zor. Exchange'ken herkes daha arkadaş canlısıydı. Korelilere asla kötü insanlar diyemem ama bi yabancıyla oturup derin sohbet etmeleri için baya emek ve zaman gerekiyor. Hepsi kendi başına yeterince meşgul o yüzen beklenti içine giremezsin. 
---- Buna aynen katılıyorum. Kendinizi düşünün. Mesela ben, geçen seneyi içine 3 yıl kaçırarak kendimi bile ihmal edip yaşadığımdan en sevdiğim arkadaşlarıma yılda 3 gün ayırmam bile zor olmuştu. Şimdi burdaki Koreli arkadaşlarımın çoğu da kendi hayatıyla meşgul olduğu için gel beni bugün şuraya götür demeye çekiniyorum yani. Burdaki Koreli arkadaşlarınızdan beklenti içine girmeyin. Sizin şu anki okulunuzdan değillerse sistemi bilmelerini beklemeyin. 
-----Buraya gelmeden önce yapacağınız araştırmaları google ile değil naver ile yapın derim. Daha güncel, daha Koreli bilgilere ulaşabilirsiniz.
Korelilerin düzenli/ normal öğrenci olduğunuzda nasılsa yabancı diyerek size derslerde çok yardımcı olacağını, hocaların hoş göreceğini düşünmeyin. Exchange değil normal öğrenci olduğunuzda bu eğitim sisteminin parçası olmayı kabul etmiş oluyorsunuz. 
Kolaya kaçmanız sadece sizi etkilemez, okulun o ülkeden gelen öğrencilere olan bakış açısını etkiler. O yüzden burda temsil sorumluluğunuz olduğunun bilincinde olmalısınız. Kendinize has çalışma düzeniniz olsun.)
Araya fazla Merve kaçtı yine :D Çıktım çıktım :)

"Ben yalnızlığa alışkın insanım. Annemle babam ben çok küçükken ayrıldı, yeni ailelerini kurdular. Liseden beri yurtlarda, ailemden ayrı yalnız kalıyorum, hiç şikayetçi olmadım. Bir kere erkek arkadaşım oldu ama kendi işimi kendim halletmeye o kadar alışmışım ki bi noktada birinden yardım almak tuhaf gelmeye başlamıştı.
Gel gelelim hayatımda hiç şu anki kadar yalnız hissetmedim. Kendi kendine yeten biri olmakla buradaki durumumuz çok farklıymış.

 Seoul insanı yalnız,
 iyi bi okulda normal öğrenciysen rakip gibi görüyorlar,
 hocalar artık seni normal öğrenci olarak görüp beklentilerini yükseltiyorlar ama nasıl yapacağını anlatmıyorlar,  yine yalnızsın.

 Koreli kızlar Avrupalı kızların yanında sırf kendilerini çirkin hissediyor diye, senle yan yana gelmeye çekiniyorlar diye sen yalnızsın.
Koreli erkekler sana 'beyaz ata binmek' için  yanaşıyor diye yine sen yalnızsın.
Başkaları ders notlarının hangi kırtasiyede olduğunu biliyor ama sen bilmiyorsun çünkü sen yalnız yabancısın.
Yabancı eşittir Çinli olan yabancılardan değilsen onların yine kendi komünitesi var sense kendi içinde yalnızsın.
 Korelilerin aşırı grupçu kültürü içinde sana dayattıkları sen yabancısın hissi ile  ne kadar iyi Korece konuşsan da yabancı yabancı olduğu ve pek çok Koreli buna alışık olmadığı için yalnızsın. Bölümden tek arkadaşım başka bir Avrupalı. Bir de sen varsın. Oda arkadaşım olmasan sen de belki takmazdın, görmezdin bile beni...

Exchange iken böyle değildi. 

Herkes "misafir o" gözüyle bakıyormuş şimdi anlıyorum. Rakipleri değilsin, misafirsin. Bi konuya onlardan daha hakim olabileceğin, hocanın gözüne daha çok girebileceğin endişesini taşımıyorlar. Sen gezip eğlenmelisin, zaten 3 günlüğüne burdasın, not ortalamanı dönünce düşüneceksin nasılsa. Hoca sana baskı yapmıyor, çünkü 2000 lere kadar kimsenin tınlamadığı Kore kültürü öğrenmeye gelen beyaz misafirsin, eurosun, globaliz diyebilmeleri için ordasın. Bilgi için değil büyük ihtimal Hallyu için, ya da değişiklik olsun  falan diye ordasın  Ülkelerini iyi göstermeliler ki Avrupadaki okullar onlarla exchange anlaşması yapmayı kabul etsin. Daha çok öğrenci kontenjanı olsun. Koreliler de Avrupa'daki okullara gidebilsin.


Şimdi ise farkındalar, bazen Kore tarihi hakkında onların bilmediği bir şey bildiğimde Profun beni övmesi halinde rakip olduğumu düşündürtüyor olmalı ki not paylaşmıyorlar... Bir kere bir sunbaem kitabını paylaştı ağlayacaktım sevinçten... Exchange iken böyle değildi...

Hocayla tezim hakkında görüşme yapmak için 3 haftadır randevu almaya çalışıyorum. Asistan sanki hoca bulunmaz Hint kumaşı imiş gibi davranıyor. Bi görüşme ayarlamaya çekiniyor. Bizde olsa çal kapısını gir. O da insan. Öğrencilerle olmayı, öğretmeyi sevdiği için hoca olmuş diye bakıyoruz. Kore'deki bu saygı zinciri ilk başta hoştu ama resmi dairede bişey yapmak istediğinde gereksiz karışıklık yaratıyor. Hindistan kast sistemi kadar ağır geliyor bana...
( - Açıkçası hukuk fakültesinde biz de hocalardan çok çekindiğimiz için burda ben bu konuda zorlanmadım. Çünkü hocadan  beklentim yokumsu yani minimum tutuyorum. Sınıf kalabalık olduğu için hoca yüzümü hatırlasa sevinirdim. Adımı hatırlayan sadece bir hocam var o da Kore için sürekli rahatsız ettiğim hocam. Sağ olsun referans oldu. Ama Avrupalıların çok zoruna gidiyor. Daha arkadaş canlısı olmasını bekliyorlar. )  
Kanım, Göz Yaşım, Terim

Biz burda zor bişey yapmaya çabalıyoruz Merve Hocam. Kendi ülkende bile yüksek lisans zor bişey. Zaman, emek, göz yaşı istiyor. ( BTS - Blood tears... çalar kkk)  Biz bunu yeterince hakim olmadığımız bir dilde, saat farkıyla, hava farkıyla, kültür farkıyla, yemek farkıyla, sistem farkıyla, çevre farkıyla, para farkıyla ve yalnızlıkla mücadele ederken başarmaya çalışıyoruz, üstelik şöyle yol gösteren de yok. O yüzden enerjinin bitmesi, bazen aptal gibi hissetmen normal. İnan ben de aynıyım, seni çok iyi anlıyorum. Yeniden şarj olup bunu başarırsan da kendini daha güçlü hissedip zorluklar karşısında yılmamayı öğrenirsin herhalde. Ya da kendi kendine bi süre, bu işte böylce bitti diye sevinirsin falan... Orasından tam emin değilim ama bildiğim bi şey varsa; her ne kadar dışardan kolay gibi görünse de biz zor bişey yapıyoruz. 


(-Hakikaten burda hocalar şunu yaz gel diyor ama nasıl yapacaksın, nelere değineceksin, hangi kaynaklar, citation nasıl olacak... anlatmıyorlar. Koreliler bu sistemin içinde  orta okul, lisede öğreniyorlar hoca leb dediğinde devamının leblebi olduğu gibi şeyleri. Ama ben hocamın neyi önemsediğini tam neyi istediğini anlamıyorum hala. O yüzden bi Koreli o konuya 3 gün çalışıyorsa ben 3 hafta çalışıyorum bazen.Çünkü her seferinde gidip bu yol doğru mu? nasıl gidiyorum diye hocaya soramıyorum. Fazla idealist ya da hocadan fazla çekiniyor  da olabilirim bilmiyorum...)
 Merve Der Ki,

Dünyanın en bebiş insanlarısınız, ailenizin değerli çocuğusunuz. Sevilmeyi, mutlu olmayı hepiniz hak ediyorsunuz. Ben yaratılanı yaradandan ötürü sevme taraftarıyım.
Korelidir, Brunaylıdır, Amerikalıdır, Antarktikalıdır... İnsanız yani. Hepimizin kendi içinde ayrı bi evren var. Şu millet şöyledir demek doğru değil bence. Bi sıkıntı varsa karşılaştığımız insanındır, insanın yaptığı sistemin bi çarkınındır falan. O yüzden bu yazıdan umarım kimse Koreliler kötü gibi bi sonuca varmamıştır. Çünkü burdaki amaç o değil.

 Amaç, adaptasyon yeteneğinizi gözden geçirirken bahsettiğim sıkıntıları göz önünde bulundurmanız. Kore'de yaşamın dizilerden farklı olduğunu, eğitimin çok sıkı olduğunu bilmeniz, kendinizi hazırlayıp gelmeniz.

Dışardan nasıl görünürse görünsün hepimizin kalbinin derinliklerinde üzüntüleri, sıkıntıları var.
İnsan olduğumuz sürece bu hepimizde olan bişey dimi? Sıkıntının kaynağı değişiyor burda. Virüsün türü farklı. Bağışıklık sisteminizin güçlülüğüne bağlı her şey. Hastayken mız mız olurum derseniz burda zorluk onla orantılı gibi düşünebilirsiniz.

İlk geldiğimde gerçek anlamda her şey çok zordu ve pek çok hayal kırıklığım oldu. Şimdi zor olsa da alıştım. Çünkü biliyorum dünyada kolay elde edilmiş bişey yok.
Dışardan bakınca kolay görülse de.

İyi günler!!!