Saturday, August 15, 2015

Koreliler Gibi Beyaz Kalmak İçin Güneşten Korunma ve Nature Republic California Aloe Sun Spray SPF 50 PA+++ Power Lasting Review


Merhaba arkadaşlar ! Güneş kremleri ve hassas ciltleri güneşten korumayla ilgili de çokca soru almaya başladım :) 

Güneş kreminin ne kadar önemli olduğunu bu yazıyı okuyorsanız büyük ihtimalle biliyorsunuzdur. Ben yine de kısaca kanaatimi yazayım ;
Dermatalog ya da bu alanda bilimsel araştırma yapmış bir insan değilim ancak günlük bilgi dediğimiz, hastalanınca nane limon kaynatıp içmek gibi genel - ufak bilgiler paylaşabilirim.
Yazmadığım zamanlarda dahi özellikle yabancı bloggerları takip etmeye çalışıyorum. Asyalıların beyaz yüz sevdasından dolayı bu alanla ilgilenen Asyalı bloggerlar daha fazla yazıyorlar sanki...

Bir de After School Beauty Bible isimli Kore Güzellik Programını takip etmeyi seviyorum orda da bir yerde şöyle geçmişti ben de kendimce yorumlayıp paylaşayım;

Asyalılar daha genç görünüyor, çünkü Avrupalıların bakım rutinleri Koreliler ve pek çok diğer Asyalılar kadar özenli değil. Bakım sadece kozmetikle olmaz, yeme - içme , spor, güneşten korunma, stresten uzak kalma ... vs pek çok etkeni vardır. Mesela Korelilerin yemekleri bizimkilere göre çok daha az yağlı, az tuzlu vs.  Belki dikkat etmişsinizdir, güneşten korunmak için ahjummalar bazen geniş şapkalar takarlar, şemsiyeyle güneşten korunurlar. Kore ürünü neredeyse tüm ten makyajı ürünlerinde SPF ve PA korumasına rastlayacağınız gibi Japon , Tayvan ve Tayland gibi kendine ait kozmetik markaları olan diğer Asya ülkelerinde üretilen ürünlerde de durum böyledir .


Ama çok kaliteli olsa dahi pek çok batılı marka 10-15 gibi şaka SPF oranlarıyla fondoten CC vs satarlar . Bu küçük koruma oranıyla 1-2 saatten daha uzun Güneş koruması beklememek gerekir.



Yüzümüz Güneşle tüm sene boyunca en çok merhabalaşan kısmımız, yaz- kış Güneş olduğu için hava bulutlu dahi olsa güneş kremi kullanılması önerilir. Bizde bir ara sadece plajda kıpkırmızı olup acı çekmemek için kullanılan bir ürün gibiydi. Artık insanlar daha bilinçli. Küresel ısınmayla mevsimler arası geçişler bozuluyor , nisan ayı sonunda hala Ankara'ya kar yağabiliyor. Ozonun inceldiğine yönelik söylemler de cabası. Dışarıdaki havaya pek çok fabrika gazı karışabiliyor. Havayla direk temasa maruz kalan yüzümüzü korumak için daha çok önlem almak gerekiyor. Kore'de Çin'den gelen sarı toz (misemonji) dedikleri toz gözenekleri tıkadığı ve cildi etkilediği için ''Dust Cut'' yani toz kesici mistler de yaygınlaşmaya başladı. Biz ise bugün Güneş kremi'nin Mist halinden yani sıvılaştırılmış sprey gibi olanlarından konuşacağız ;) 




Güneş kremlerinin etkisi; mesela 50 faktöriyel için yaklaşık 4-5 saat gibi kısa bir süre sürüyor. Güneşin zararlı ışınlarından uzun süre  korunmak için ise sık sık güneş kremi sürmeyi hatırlamanız gerekiyor. Ancak dışarıdayken makyajın üstüne sürmesi çok zor. Hele yüzünüz dışında Güneşe maruz kalan yerlerinizi de unutmamak gerektiğinden dışarıda bunu yapan pek yok sanırım. 

Ama Kore'de sprey halde güneş kremi fazlasıyla yaygın ve çeşitli. Böylece uzaktan bacağınıza parfüm sıkar gibi sıkın, kolunuza sıkın ve dakikayı bulmadan tüm vücudunuzdaki güneş kreminin kaybolmakta olan etkisini canlandırabiliyorsunuz. Vaseline markasının yeni çıkardığı sprey nemlendirici gibi değil, sıkmanız yeterli ayrıca elinizi kullanıp tekrar vücuda yaymanız gerekmiyor.

 Hiç krem sürmeyip sadece bunu sıkmak aralarda ıskalanan kısımlar olabileceğinden pek sağlıklı bulunmuyor ve ciltte de biraz yapış yapış his bırakıyor. onun için bu spreylerin bence tazeleme amaçlı kullanılması daha uygun .






Ben bu ürünü geçen yaz Kore'ye gittiğimde almıştım. Etrafımda yolun ortasında durup bacağının - kolunun açık kısımlarına spey sıkıp yoluna devam eden Koreli kızları görünce çok şaşırmıştım. Sprey güneş kremlerin varlığından Asyalı bloggerları takip ettiğimden haberdardım(bu yaz Türkiye'de de sprey güneş kremleri daha yaygın o zaman bu kadar değildi) ama ciddi bir şekilde düzenli olarak kremlenmenin önemi ve Korelilerin gösterdiği özeni o zaman anladım. 

Batılı (ABD ve Avrupalı) markalardan bence en büyük farkı bronzlaştırma amacı olmayıp yüzün beyazlığını koruma amacına hizmet etmesi.  Spreyi vücudunuzun istediğiniz bölgelerine  sıkmanız yeterli. sıvıyı püskürtüp sonra parmaklarınızla yaymanız gerekmiyor.

Bir diğer fark aynı koruma gücüne sahip (SPF 50 PA+++ gibi) ama farklı cilt tiplerinin farklı ihtiyaçlarına göre daha çok güneş kremi çeşidinin olması. Mesela Cildiniz kuru ise aloe veralı veya nemlendiricili,sıcaktan çabuk kızarıyorsa cooling yani serinletici etkili, yağlı ise no sebum türlerinden bir güneş kremi seçebiliyorsunuz.

Ben bir kaç mağaza gezdikten sonra  aloe veralı olduğundan ve sıkınca baskın bir koku bırakmamasından dolayı Nature Republic in bu ürününü bir de The Saem'in Cooling etkili ürününü tercih ettim. Holika Holikanınkileri de yapı beğenmiştim ama yüzüme parfüm sıkıyormuşçasına kuvvetli kokusu vardı o yüzden almadım. 

Nature Republic California Aloe Sun Spray SPF 50 PA+++ Uzun Süre Kalıcı Güneş Kreminin içeri aşağıdaki resimde mevcut ;


Kullanımı kolay olduğundan seviyorum ama krem tipi güneş ürünü kullanmadan çıplak yüze sıkarsam önce biraz yapış yapış his veriyor sonra geçiyor. Belki çok sıktığımdan olabilimiş. Çünkü vücudumun diğer kısımlarına sıktığımda öyle bir his olmuyor.Zaten yüze krem sürüp 5-6 saat sonra krem etkisini yitirirken bunu sıkıp tazeliyordum. Genel olarak kol,sırt ve bacak için kullanımı daha rahat elle krem  yaymaktansa sıkıp geçiyorsunuz :)


Siz güneşten nasıl korunuyorsunuz ? Ben beyaz kalmayı sevenlerdenim o yüzden tercihim Kore veya Japon markalardan yana oluyor.Hem de Asyalıların PA+++ koruması da var.


Bu yazı Nisan ayından beri taslak halindeydi. O zaman yayınlasam belki daha faydalı olurdu ama Güneşten korunma kırışmamak ve cilt kanserinden korunmak için her mevsim gerekli :) sadece yaz aylarında ışınlar daha kuvvetli olduğundan daha fazla özen gerekiyor. Babamı alıştırmaya çalışırdım üşenirdi ta ki geçenler de bir yakınımız beyefendi cilt kanserinden ameliyat olup tedavi görene kadar...Şimdi kendince her gün güneş kremini sürüyor.

Demem o ki Güneş kremini her yaştan kişiler üşenmeden mutlaka kullanmalı!!! Kozmetik olarak kadınların güzelliği için değil , sağlık için gerekli diye düşünülmeli.

Koreye gitmeden bu tarz ürünleri nasıl alabileceğinizi merak ediyorsanız bu yazıma göz atabilirsiniz;) http://meishenmeweishenme.blogspot.com/2013/11/koreden-guvenilir-online-kozmetik-alisverisi-guzellik.html
(Link)

Kore'den alışveriş yaparken dikkat edilmesi gereken durumları öğrenmek için de  Bu linke tık tık lütfen ^.^

Görüş ve önerilerinizi yorum olarak yazmanızdan mutlu olurum :)



Sunday, March 22, 2015

Kore Güzellik Ürünleriyle İlgili En Güncel İpuçları İçin Uygulama! Beauty in Me App for Latest Korean Beauty Trends !

Merhaba ! Grip yüzünden kendimi biraz ağır topladım ve sizlere yine fazla yazamadım derken vize zamanım geldi :( 
Dedim ki ben yazamasam da Kore'nin güzelliğe ilişkin en güncel ürün yorumlarını, karşılaştırmaları, önerileri  bulabileceğiniz bu uygulamayı önereyim :)

Bu uygulamayı bir süredir kullanıyorum, çok vaktimi alıyor diye sık kullanmamaya çalışıyorum aslında :D
Neden mi? 
Çünkü Kore'deki yeni çıkan ürün yorumlarından, sezonun trendlerine pek çok konuda ÜNLÜ Koreli  bloggerların yazılarına toplu halde bu uygulamayla ulaşabiliyorsunuz. Zaten bloglovin engellendiği için mutsuzdum, bu uygulamaya iyice kendimi kaptırdım. Blogları rahatça okuyabiliyorsunuz, Kore'deki dergilerin bazı kısımlarını da okuyabiliyorsunuz, Get it beauty'nin ''Blind Test''lerine oy verebiliyorsunuz...
Ama uygulama tamamen Korece . 
Ben de hepsini anlamıyorum. Yine de mesela renkli kozmetiklerin ürün yorumlarındaki fotoğraflar bile  karar vermemde çok yardımcı oluyor. Henüz Kore'de yeni piyasaya sürüler, yeni çıkan bir ürün olduğunda İngilizce olarak yorum bulamasam da Koreli bloggerlar mutlaka yazmış oluyorlar . Ya da mesela bir dizide gördüğüm ünlünün dudağına hangi ruju sürdüğü, K-pop videolarındaki kızların makyajı gibi nasıl yapabileceğimi de öğrenebiliyorum.
Uygulamanın adı ''Beauty in Me''


Tıklayınca ilk açılan sayfa böyle ;


İlk  sayfa * Uygulama Anasayfası*



Soldan üstteki ikinci sekmeye tıklayınca videolarla karşılaşıyoruz; ürün karşılaştırmalarından, neyin nasıl yapılacağına pek çok video var.


Baştan 3. Başlığa tıklayınca 2 alt başlık karşımıza çıkıyor.
1. Beauty Tip yani güzellik ipuçları
2. Free Talk yani ürünler / güzellik hakkında konuşabiliyorsunuz ama bu kısım için üye olmanız gerekiyor.


Bu ortadaki başlıkta asıl sevdiğim kısın '' Beauty Tip '' yani ''güzellik ipuçları'' kısmı;

Bu kısımda kendi içinde alt başlıklara ayrılıyor. 
Üstten aşağıya doğru ; 2. sıradaki User Review kısmında en yeni kozmetik ürünü blogger eleştirilerini görüyorsunuz !


USER REVIEW'e tıklayınca ; 

Karşınıza blog yazılarının resimli bir listesi çıkıyor. Benim ekran resmi aldığım zaman Kill Me Heal Me 'de Shin Segi banila co.'nun bu ürünlerini almıştı; hemen bloglarda popüler oldu yorumları çıkmayı başladı mesela :) Ayrıca lens vs gibi ürünler hakkında da yorumlar var. 



Sayfanın altında '' Magazine '' yani Dergi kısmı var. O ay ki dergilerin bazı kısımlarını incelemenize imkan veriyor.



Bazen yazandan hiç bir şey anlamasam bile sadece resimlerden renk tonu seçmek için bakındığım oluyor :D Size de tavsiye edeyim dedim işte böyle...
Belki işinize yarar ~~

Bildiğiniz, önermek istediğiniz güzellik , bakım gibi konularda kullandığınız uygulamalar var mıdır ?

Bu arada Kill me Heal me de bitti yav :'( 









Tuesday, March 10, 2015

[Sizden Gelenler #1] Banila Co. Radiant Göz Kremi 10 White Flower Complex Yorumları






Önceden  getirttiğim göz kremi için, ilgilenen merak eden olur belki ,diye düşünüp yorum yazan Beyza'ya yorumlarını ve resimlerini paylaştığı için çok çok çok teşekkür ediyorum! 





Üründen çok memnun kaldım tam genç kızlar için hiç ağır bir ürün değil nemlendirmesi güzel ama çok kuru göz altları için değil.
Aydınlatması da güzel resimde gözüküyor mu bilmiyorum ama:))
Yapısı çok hafif.
Göz altımda hiç yağ butonuna neden olmadı
Ama gözaltı morlukları için bir faydasını göremedim.
Dediğim gibi hafif nemlendirici etkisi var ve gerçekten de gözaltını aydınlatıyor:)) bu arada ürünü benim için getirttiğin için teşekkür ederim:)


Sizlerinde deneyip memnun kaldığı - kalmadığı; şunu cildi şöyle olanlar alsın, böyle olanlar boşuna para harcamasın ...vs dediği ürünler varsa yorumlarınızı yayınlayabilirim ;) Cilt tipine ve isteğe uygun ürünleri bulup daha bilinçli alışveriş yapmış oluruz ;) 


Unutmadan Beyza bir şeyi daha çok sevmiş, bana da  tavsiye etmiş ^^ Hemen sizle de paylaşayım;


Bu resimdeki mavi ''The Face Shop;  Baby face Hydrogel Mask - Hyaluronic Acid ''


Mavi renk mask sheet. The Face Shop'tan onu kullandım onu da yorumliyim
Denediğim en güzel mask sheet
Ben yağlı sivilceli ve büyük gözenekli çok donuk bir cilde sahibim.
Bunu kullandım ve ertesi günü inanamadım cildim gerçekten de bebek gibiydi.
Sivilcelerim sönmüş gözeneklerim küçülmüştü. Cildim kendine geldi kesinlikle herkese öneriyorum
:))










Thursday, February 19, 2015

''Collagen İçeren Ürünlere Dikkat'' / Kolajen

Merhaba arkadaşlar, sırada bekleyen ürün yorumlarım vardı ama dikkatimi çekmişken acilen sizleri haberdar etmem gerektiğini düşündüm. Kozmetik sevip domuzdan elde edilen ürünlere hassasiyet gösterenleri uyarmak istiyorum !!!!

 Ekim-Kasım ayında yurtdışına çıkmıştım ve sizlerin de istek yaptığı ürünlerle baya yüksek meblağda alışveriş yaptığımdan bana hediye tam boy bir ürün gönderilmişti. AA bak ne güzel hediye gelmiş diyebilirsiniz ama kullanamayacağım bir ürün gelmişti :(((
Kore'de de çok popüler bir ürün olduğundan biliyordum; Allah'tan Kore'deyken fırsat buldukça etrafımdakilere kozmetikler hakkında sorular sormuşum... Ürün Domuzdan elde edilen collagen içeriyordu elime alır almaz anladım. Bugün elimde kalan ürünlere bakarken gördüm aklıma geldi; kimsenin hakkı kalmasın bana vebal olmasın hemen yazayım;

Kore'de biliyorsunuz kırmızı et çok pahalı, domuz eti danaya göre ucuz olsa da çok  ucuz sayılmaz. Bu yüzden hayvanın her parçasını değerlendiriyorlar. Kozmetik için de domuzdan elde edilen içerik pek ucuza gelmiyor onlar için.
 Hayvanlara saygılı kozmetik markaları da çok fazla; bunlar hayvansal ürün kullanmaktan mümkün mertebe kaçınıyorlar.
Elimden geldiğince anlatayım ; ayrıntılı bilgisi / ilgisi olanlar yorumlarını esirgemesinler lütfen;)


Collagen/ Kolajen ; gençleştirip, yenileyip, besleyip, nemlendirebilen, kırışıklığa iyi gelen ... çok faydalı bir madde ve bitkilerden elde edilebildiği gibi hayvanlardan da elde edilebiliyor. Bitkilerden eldesi bildiğim kadarıyla daha ucuz ve temiz olduğundan kozmetiklerde sık tercih ediliyor. Sağlık alanında da önemli alanlarda kullanılabiliyor, kolajenli içecekler, destek gıda ürünleri vs de olabiliyor.

Cilt bakım ürünlerinde kullanımında cildin su tutma kapasitesini artırarak güçlü bir bariyer mekanizması oluşturur.Ancak kozmetik ürünlerin doğrudan collagen içermesinin cildin kendi yapısındaki kollajeni artırdığına dair klinik veriler sınırlıdır.Haricen collagen kullanımı cildin daha genç ve daha diri görünmesine yardımcı olmaktadır.* Alıntıdır

Hayvanlardan elde edilirken genelde kemikler kırılıp, içindeki calcium'un (kalsiyum) çözünmesi için asitte bekletilip, sonra dehidre ediliyormuş. Kimya Mühendisleri, işin erbabları daha iyi bilir elbet benimkisi internet bilgisi :D
Hayvan severlerden eleştiri alabiliyor bu yöntem tabii.
Ancak son zamanlarda (geçen sene bahar/yaz sezonundan beri)  domuzdan elde edilen collagen'in cilde daha hızlı etki edebileceği ve ''ünlülerin sırrı'' olduğu gibi söylentiler Kore'de yayıldı .

 G.Kore'de reklamın gücünü facebook sayfamda sıkça paylaştıklarımı takip edenler tahmin ediyordur.
Ji Sung kullandı diye yaklaşık 90tl olan sıvı ruj 2013 'ten beri tek tük satarken dizideki sahneden sonra birden stoklarda kalmayıverdi...Ünlülerin de sevmesiyle/kullanmasıyla fiyatın önemi azalınca  piyasadaki domuz collagen'li ürün sayısı artmaya başladı !

Örnek verecek olursak;

Elizavecca markası ''Green Piggy'' diyor , direk domuza zarar vermiyoruz ama şöyle şöyle elde ediyoruz... İngilizce olarak green piggy isminden dolayı domuzsal ürün içermediği anlayışıyla yazılan blog yazıları var. Ancak Kore'deyken arkadaşım , domuz kolajeninin kasıtlı olarak da  tercih edilebilen bir ürün olduğundan ; zalimce hayvana zarar vermediklerini anlatmak için de ''green piggy'' gibi ifadelerin kullanılabildiğini söylemişti .

Bloğuma ilk başladığım zamanlarda içerikle ilgili detaylı yazardım, yazmadan önce yaptığım araştırmalar yüzünden o zaman da çok uzun sürüyordu diye bıraktım :(  .. Neyseki Cosdna isimli siteden  popüler Kore kozmetiklerinin içerik incelemesine bakılabiliyor. Mesela Bu Linkten Etude House Moistfull Collagen içeriğine bakabilirsiniz .  En başta Hydrolyzed collagen yazıyor. Yine de collagen'in neden elde edildiğini anlamak zor;


Bu linkte hayvansal olanın ''Hydrokxypropil trimonium hydrolize collagen'' olarak belirtilebileceğini söylemiş. Linkteki kitapta ''hydrolyzed collagen plant derived '' şeklinde aratınca bulunuyor ya da direk sayfa 257'de bitkisel kaynaklı ve hayvansal kaynaklıların kozmetiklerdeki isimlerini yazmışlar.''hydrolyzed collagen'' ismi çok kapsamlı olmakla birlikte kozmetikte genellikle bitkisel elde akla geliyormuş.



  Ancak Kore kozmetik ürünlerinde hayvansal olsa bu fiyatı artırır ve genelde belirtilir, çünkü Kore'de domuz kolajeni de severek kullanan büyük bir kitle var diye düşünüyorum. Yine de şüphe duyduğunuz markaların collagenli ürünlerden kaçınmanızı öneririm. Hatta mecbur değilseniz başka alternatifler deneyin hiç riske atmayın derim :)


Sunday, February 15, 2015

Gündeme Birazcık Hukuki Bir Bakış - Özgecan Aslan- Sosyal Medyada Hoş Olmayan Yaklaşımlara Eleştiri

Gündemdeki cinsel bütünlüğe karşı ve beraberindeki diğer bir takım suçlara karşı yaklaşım hakkında; bir XX kromozomlu olmanın yanında, bol bol canavarca hisle öldürme ve cinsel suç içerikli ders almış ; sınava girmeden önce çeşit çeşit cinsel suçu ayrıntılarıyla hatmetme çabası gösterirken hissettiklerini bi kendi bilen, gündemdekinden çok daha feci ve yürek burkan olayları okumuş biri olarak kafamdakileri boşaltmak istedim. Hukukçu olunca ister istemez bu tarz olaylardan uzak kalamıyorsunuz ve bir müddet sonra da -az ya da çok- objektif bakabilmeyi öğreniyorsunuz. 
Olayın duygusal boyutuna pek çok kişi değindi, içimiz daha da burkuldu ...

Yaşananlar acı... Çok acı... Empati yaptıkça insan çok tuhaf hissediyor ... Ailemi rahmetlinin ailesine yerine koyup düşünmek bile korkunç... Evet. Ve benzer duyguları paylaşıp bunu hatırlatan pek çok yazı timeline'larınızda mevcut. 
Bu arada  Park ShinHye'nin oynadığı ünlü Kore Filmi Miracle in Cell No7'yi izleyip , TV'de, sosyal medyada duyduğunuz olaylardan sonra aklınıza filmi getirip önyargılı davranmamanızı , olayın aydınlatılmasını beklemenizi ve dolduruşlara gelmemenizi  öneririm. Çünkü insanların tartışmalarının hakaret boyutuna ulaşması da ayrıca bir suçtur !




Haksızlığa karşı kesinlikle susulmamalı , ama olayın her boyutunu sosyal medya biliyormuş gibi de ahkam kesmemeli. Yargı etkilenmeye çalışılmamalı .

 Sesini duyurmaya çalışan kişilerin yazılarından BAZILARINDA beni  rahatsız eden noktalar vardı ; Bunlar benim kişisel görüşüme göre eleştirel yaklaştığım noktalar...

1) Kadın~ erkek eşitliği denilip , erkek cinsiyetinin aşağılanması :

Neden eşitlik derken içinde iyisiyle kötüsüyle milyon çeşidi olan bir dünya "erkek "i birden gömdün bebiş? Kötü olan ne "cinsiyet"tir , ne "insan"dır... Bence, kötü olan yapılan davranıştır. O kişinin yaptığı , o davranıştır. 



2) Cinsel içerikli suçların sadece kadınlara karşı işlenebilecegi algısı :

Lise yıllarımda erkek cinsiyetli , evet bildiğimiz XY kromozomu smile ifade simgesi bir arkadaşım geç saatte eve dönerken sarhoş ve yine XY kromozomu biri tarafından tacize uğradığını ve tecavüzden zor kaçtığını söylemişti.. Olayın etkisiyle daha hızlı koşabilmek için çok çalıştı, ve herkesi ''organ mafyası gibi, bu işin de cinsiyeti yok'' şeklinde uyarmıştı.  
Geç saatte sokakta kedi köpeklere bile bağırta çağırta da bir şeyler yapıldığını biliyor bu kulaklarım... 
 O yüzden karşıysanız cinsel içerikli suçların her türüne karşı olun bence... Sadece kadına karşı olanına değil ; Suçun kendisine, suç olduğu için... 
Ki buna sarkıntılıktan cinsel içerikli küfürlerin anlamları dikkate alınmadan kullanılması dahi ~kulağa hafif gelse de ~ dahildir. 
Mesajın, tweetin sonunu cinsel içerikli bir küfürle noktalamak, sinirlenince o şekilde bağırmak ; bir nevi cinsel bütünlüğe karşı tehdit değil midir? !?!... (Tabiki kişinin üzerinde oluşturduğu etki önemli )Hmm ok .

3)Şimdiden olaydaki her ayrıntı araştırılmış gibi olay hakkındaki ayrıntılı dedikodu içeriği : 

Masum görülebilir ama hakimin davayı sonuna kadar ince ayrıntılarıyla kendi imkanlarını en iyi şekilde kullanarak araştırması ve halkın yargılamasiyla olayı sonuçlandırmaması gerek . Daha yeni facebook'ta dolaşan meşhur bulaşık makinesi davasını düşünün.... ilk başta basit cinayet gibi görünen ama en sonunda Eski vali Tandoğan' ın intihariyla sonuçlanan o meşhur cinayet vakası gibi örnekler de pekala hatırlanmalıdır.

4)İdam geri gelsin isteği ; 

Öncelikle biraz hukuk bilgisi : genel olarak hürriyeti bağlayıcı cezalar , genel, soyut ve kişilik dışı olan kanunlarla konulur. Somut bir olay veya belli bir kişi için konulmamalıdır. Yapılan bir istisna, Aynı sırada yargılanan başka birilerini de etkileyecektir ... Ya da bunun birilerini daha etkilemesini bekleyenleri...
Kanun O'nun için idamı kabul ederse, yarın bi gün başkasına da uygulandığında, ki senelerce hapis yatanları "Pardon " diye çıkarabilmişliğimizin olduğunu göz önüne alalım, kayıpsız geri dönülmesi zor bir yola girilmiş olmaz mı? İdam' ın çok çok dikkatli değerlendirilmesi gerek , başka cezalara benzemez.. 
Okulda hocam "bazen adalet duygunu hiçbir ceza tatmin etmez . için yanar, bu idam edilmeyecek de kim edilecek dersin. ama kurunun yanında yaş da yanabilir, kanun tek kişi için değil toplum içindir " benzeri bir şey söylemişti. Böyle durumlarda ilahi adalet elbet yerini bulacaktır, biz yeter ki gerçekten adaleti isteyelim , başka kimseden isteyebildiğimizde de isteyemediğimizde de Rabbimizden de isteyelim . Sanmıyorum ki bunca insanın ahı gece suçlulara adam akıllı uyku uyutsun..

5) Sosyal Medya'da cinsel içerikli küfür kullanımı umarım bundan sonra azalır ;

Farkında olmadan sinirlenince söylenen ya da artık sosyal medyada 'hmm ok' gibi yaygın ve amaçsız kullanımı olan bu sözleri sarf etmeden lütfen durun, nefes alın, bir kere daha düşünün ... Birilerinin bilinçaltında bu sözler kötü bir şekilde yer edinip, zamansız ortaya çıkabilir.

 Bazen bi vine izliyorum, belki komik olsun diye söyleniyor ama  duyduklarımdan sonra bir süre aklıma cinsel içerikli suçlar konularına çalışırken bu sözlerin sonrasında ortaya çıkan canavarca olaylar geliyor!  Üstelik bunların hiç birinde yaş uyarısı da yok. Küçük çocukların dimağlarında nasıl izler bırakır orası psikoloji biliminin işi ... Ama ; Lütfen; toplumun iyiye gidebilmesi için biraz daha hassasiyet !



~bir de bu olay uzun süre akıllarda kalacak ya , asıl ürküntü veren de bu bana ...
~ toplumu biz oluşturuyoruz, ailemizin , arkadaşlarımızın karanlık yanlarından; o karanlık , SUÇ a dönüşmeden kurtulmalarına iyi davranışlarımızla örnek olarak yardımcı olmaya çalışalım. İnşallah bundan sonra , toplumumuzdan övünç duyabilecegimiz bireyler daha çok çıkar , kötü davranışların en küçüğüne bile mahal vermemeye çalışırlar..

Saturday, February 14, 2015

Sıkça Sorulanlar # Satış Yapıyor Musunuz?

ÖNEMLİ DUYURU !!!! Arkadaşlar istek alımı bitmiştir!! Bugün yani 14.02.2015'ten sonra lütfen ''Benim için şunu şunu getirtebilir misin?'' şeklinde isteklerde bulunmayınız! Neden mi?-->
 Sayfa açıklamasının uzun olan kısmında açıkça bu sayfanın BİLGİLENDİRME ve PAYLAŞIM amaçlı olduğunu ,SATIŞ sayfası kesinlikle olmadığını sadece Türkiye'de ulaşamadığımız ürünlere ulaşmada yardımcı olabilecek yollar gösterebileceğimi yazmış bulunuyorum :)
 Ki, bunca zaman hiç bir bağlantım olmamasına, yönlendirdiğim insanların oradan alışveriş yapmasında hiç bir çıkarım olmamasına  rağmen  Türkiye'de satışı olan Kore markalarına yönlendirmeler yapıp, mümkün mertebe Türkiye'de rahatlıkla ulaşılamayacak ürün isteklerini kabul etmeye çalıştım.
Sorun şu ki istek yapma sürecinde  pek çok deneyim sahibi oldum ve bunların parayla ilgili olan kısımlarının çoğu hoş olmayan deneyimlerdi.( Olsun, yine de çok iyi arkadaşlıklar kurdum. ;)
Daha önce de bunu belirtip istek almayacağımı söylemiştim . Ama gelen özel mesajlara dayanamayıp, başkalarına yük olmak istememe rağmen yurt dışından gelen her tanıdığımdan bir şeyler getirtmeye çalıştım.
Ancak ticaret erbabı olmayan diğer herkes gibi bişeyleri hatır için alıp satarken ki safiyane yaklaşımlarım kişisel ilişkilerimde problem oluşturabilecek bir noktaya geldi.
****Şu anda elimde istenip binbir ricayla birilerine getirtilmiş ama Türkiye'ye gelince istenmemiş ya da dönüş yapılmamış/parası uzun süre yatmamış ürünler var. Über meşgul olmasam da meşgul biri olarak, fırsat bulur bulmaz elimdeki bu ürünleri açıklamalarıyla blogda satışa çıkarmayı düşünüyorum . Almak isteyenler yine facebooktan mesaj atabilecek, posta ücreti kapıda/postanede ödenir size aittir .
*** Daha sonrasında ise Yasal olarak Türkiye'de satış yapan kişilerden getirtebildiğiniz kadarını lütfen getirtip bana ricada bulunmayın. Ricalara yine dayanamayıp hatalarımı tekrarlamaktan korkuyorum :D Belki yine kendim yurt dışına çıkarsam yardımcı olmaya çalışırım ama onu da zaten blogda/facebook sayfamda duyururum  :)
***Son duyuruma göre istek yapanlar sizinkiler mümkün mertebe getirilecek, ancak kesin demiyorum çünkü ben getirmiyorum, getirTİyorum :D
**** İstek yapıp ufak gecikmelerim oldu dyenler , kendinizi mahcup hissetmeyin lütfen :) Uzun süre dönüş yapmayanları da suçlamıyorum sonuçta pek çok şey benim acemiliğimden kaynaklı oldu :)

Thursday, February 12, 2015

Kore'de Din Algısı; Bulguksa Temple in Gyeongju *UNESCO WORLD HERITAGE*


Hello everyone ! I've been in Korea for 15 day in summer. I've visited many cities like Naju , Gwangju, Gyeongju, Ulsan,Seoul... I am planing to share some of my favourite places with you from now on !


Merhaba arkadaşlar ! Yazın Kore'ye yaptığım kısa ziyaretimle ilgili paylaşımlara  UNESCO Dünya Kültür Mirası listesindeki Bulguksa Tapınağıyla devam ediyorum!

*Not*
Aslında bu yazıyı yazalı baya oluyor ama yayınlama konusunda tereddütlüydüm. Çünkü bunlar benim düşüncelerimle yoğurulmuş gözlemlerim ve gerçeği pek yansıtmıyor da olabilir. Sonuçta kişiliğimden tamamen sıyrılıp bilimsel bir gözlem yapma çabası içine girmemişim :) Din gibi soyut kavramlar kişilerin kafasında elbette farklı yansımalara bürünebilirler. Ya da benim tapınakta karşılaştıklarım dışında belki gerçek anlamda budistliği yaşayan ve bana çok daha farklı bakış açılarından baktırabilecek insanlarla karşılaşmadığımdan ''Budistler hep böyle'' de diyemem...
Sadece gençliğin Türkiye'dekine kıyasla din algısına dair daha az konuştuğunu ve yorum yaptığını söyleyebilirim. Her zaman ''Allahla kul arasına girilmeyeceği'' görüşüne katılırım; belki kişi konuşmuyordur ama alttan alta çok insanara yararı dokunmuş, iyilikler yapmıştır ^^ Ama dinle ilgili en azından bir kaç sorum olursa da yardımcı olmaya çalışılması hoşuma gider.







 Here is some info about a UNESCO WORLD HERITAGE Bulguksa Temple  from ; http://en.wikipedia.org/wiki/Bulguksa;
Bulguksa is located on the slopes of mount Toham (Jinheon-dong, Gyeongju city, North Gyeongsang province, South Korea). It is a head temple of the Jogye Order ofKorean Buddhism and encompasses seven National treasures of South Korea, including Dabotap and Seokgatap stone pagodas, Cheongun-gyo (Blue Cloud Bridge), and two gilt-bronze statues of Buddha. The temple is classified as Historic and Scenic Site No. 1 by the South Korean government

Info from VisitKorea;
Bulguksa Temple is the representative relic of Gyeongju and was designated as a World Cultural Asset by UNESCO in 1995Bulguksa Temple was built in 528 during the Silla Kingdom, in the 15th year of King Beop-Heung's reign (514-540). 
Bulguksa underwent numerous renovations from the Goryeo Dynasty (918-1392) to the Joseon Dynasty (1392-1910), but was burned down during the Imjinwaeran War (the war following the Japanese Invasion, 1592-1598). 


The Temple's surroundings were really beautiful. I love green & I feel at peace ^.^


Tapınağın mimarisi geleneksel Kore mimarisini rengarenk şekilde yansıtmakla birlikte etrafındaki yeşillik de harika bir görsel bütünlük sağlıyor. Yeşil huzur veriyor ~~


We ate bibimbap somewhere really close to the temple. I really like how Koreans serve side dishes all the time :)



Tapınağın girişine çok yakın bir yerde meşhur Bibimbap'tan yedik. Yanında da mezeler ücretsiz olarak servis edildi. Bibimbap içine et konmadan da yapılabildiğinden Müslümanlar rahatlıkla yiyebilirler. Bazı değişik otlar olabiliyor, tamamen karıştırıp yemeden önce ayrı ayrı tadlarına bakıp, sevmediklerinizi ayırmanızı ve kalan sebzelerinizi afiyetle yemenizi öneririm. Gri metal kapların içinde prinçlerimiz var. Pirinç ve ortadaki mezeler hemen her yerde yemeğin yanında ücretsiz geliyor, bazen burdaki gibi çorbada gelebiliyor :) Mezeleden kimçi ve soya fasulyesini severek yedim hep :D



The temple was painted colorfully. You can get the sense of traditional Korean architecture :)
There were many tourists around! This is the power of World Heritage hehehe 

I think ; People were praying in a similar way with Muslims, I observed them for a while and the phsical routine seemed familiar. And also they offer different sides of the temple for woman and man visitors to pray. It was forbidden taking photos inside so I obeyed the rules as I respect their privacy. 
I asked the meanings of different types of  sculptures and meaning of the paintings. But my friend explained it in Korean by not being sure with their meanings; so I couldnt understand the whole story. I only catched some interesting words realated GHOSTS and evil etc.

Actually, I noticed most of my Korean friends couldnt satisfy my curiosity related to Temple life and Budist stuff. An American guide saw me struggling my friends , he explained briefly so I could only get some weak info.

In my opinion young Koreans are rather peculiar when it comes to  talk about religious things. Most of them dont practise a religion so I think its normal for them to not know anything related to temples .
But even the  Budist ones couldnt tell me the difference between small sculptures. My questions related to praying style stayed unanswered :'(  Saying nothing  was still better than them swaddle and tell untrue things right? At least I didnt learned a thing wrong :D

They hide behind the curtains of working too much and not having enough time for cultural things to explore or thinking about philosophy behind their religions gave them a World Heritage.
 I am not saying all Koreans are like this or they are doing bad. WE, the World sharing the same problem. WE only look at beautiful sceneries and dont try to explore their meanings. Everything in the world should have its own mystry or misery ...
But, the reality seemed too cruel; people are too busy to think about the meaning of themselves. Modern World.

Visiting a really precious temple and only taking pictures and wondering the scene in front of me was never enough for me. I love to explore meanings of the buildings by exploring the reason they were built.

Maybe I am a person very eager to learn about religious beliefs that a lot of people dont care about and the young Koreans have nothing to with the issue. 



Tapınağın manevi önemiyle ilgili pek bir bilgi edinemedim. Eski bir yapı olduğundan , dağdaki temiz ve sakin ortamından dolayı insanlar gelip ziyaret ediyorlar ama pek çoğu Tapınaktaki put türlerinin anlamını bilmiyor. Resimleri zaten beklemiyordum ama ben Budist olsam merak ederim herhalde  Buda'nın yanındaki bu putlar ne yapıyor.  Ya da tapınağın ayrı küçük bir kısmında yüzlerce el kadar küçük 3-5 tür put ne anlama geliyor?
 Grubumuzdaki Korelilerin %70 i her hangi bir dine mensup değildi, Kore'nin geneli de böyle.  Kore'de uzun süredir yaşayan bir Amerikalı gözlemlerini şöyle paylaştı benimle ;

 '' Küçüklüklerinden itibaren çok sıkı çalışıyorlar. Aileler hep beklenti içinde oluyor. Okulların eğitim masrafları burada çok pahalı olduğundan çoğu öğrenci okul masrafını hele de yanında dersane masrafını zor karşılıyor.  Bunlar olmadan ilerde iyi bir yere gelemeyeceklerini bildiklerinden , ücretleri karşılayabilmek için yaygın olarak part time çalışıyorlar. Okuldan artan vakitleri ya part time işte ya da dersane de geçiyor . İş hayatları zaten stresli 
Derken dönüp kendilerini sorgulayacak vakitleri bile olmuyor ki tutup pek çok felsefeyi bünyesinde barındıran herhangi  bir din sistemine inansınlar ya da inanmayıp karşı çıksınlar.''

Gerçekten de inanmıyorlar ve hemen hemen hiç bir dini görüşe de gözü kapalı karşı da çıkmıyorlar . 
Çünkü bir şey bilmiyorlar ki öne sürecek argümanları olsun...
Bizde herkes ucundan kıyısından da olsa Müslümanım ya da inanmıyorum der. Hani yakında olsa uzak da olsa az çok kendince bir fikri vardır din hakkında.  Onların genel cevabı ise '' Din mi? Bunun hakkında pek düşünmedim. Düşünmem mi gerekiyordu?'' oluyor.

Ama bu onların kötü olduğu anlamına gelmiyor, kültür olarak benimsedikleri pek çok davranış ilahi dinlerin anlayışıyla yakından ilgili, hatta bazen örtüşüyor. Din, adı altına olmasa da kültür, gelenek, görenek, etik vs adıyla pek çok iyi davranışta bulunuyorlar. Suç oranı %90 küsürü Müslüman olan ülkelerden daha az. Ben burdan, ne adı altında yaptıklarınsa ne yaptıklarının insanlık için daha önemli olduğunu anlıyorum. Tabi niyetti, ilahi boyuttu bunu tartışabiliriz . Ama daha az suç işlenmesi İslamiyetin büyük günah saydığı pek çok şeyin de az olduğu anlamına geliyor sanki ; yani adam öldürmek, hırsızlık yapmak gibi. Tabi tertemizler hiç suç işlemiyorlar demiyorum sadece oransal olarak bir azlıktan bahsediyorum. Yoksa aşırı alkol tükettikleri için ortaya çıkan ve cezalandırma sistemi bakımından daha az ceza gerektiren suçların sık işlendiği bilindik bir gerçek.






Tapınağı beğendim ve içimde merak oluştu ''Acaba nasıl düşüncelerle yapıldı?'' diye. Budist olan Koreli arkadaşlarım cevaplayamadılar. Genel olarak tapınaklar kötü ruhlardan korunmak içindir işte diye geçiştirdiler. Oysa tapınak yaşamı bize bir hayli ilginç görünmez mi? 
 İçlerinde  Budist dedikleri bir kız '' Buda bizim dualarımızı Tanrıya ulaştıran bir bilgedir. Uzun zamandır tapınağa uğramıyorum sadece babanem öldüğünde gelmiştim. Şimdi  pek bir şey hatırlamıyorum. '' dedi. Zaten bildiğim bir şeyi tekrar duymuş oldum. 

Ama ben durur muyum oturdum yarım saat kadar tapınakta ibadet edenleri izledim. Önce bir hanım geldi sertçe beni uyardı. Buraya oturma gibisinden bir şeyler söyledi. Ben de çıkayım madem diye kapıya yönelince başka bir tarafı işaret etti, oraya oturabileceğimi söyledi.
 Bizde camide ibadet edilirken nasıl kadın ve erkek ayrı yerde duruyorsa meğer orada da benzer bir şey varmış. Yani aslında yan yanalar ama biri ibadet ederken araya biraz mesafe koyuyorlar. İbadet edenin önünden geçmemeye çalışıyorlar.


Hareketleri de kanımca fiziksel olarak namazı çok anımsatıyor. 
Kişiler ibadet ederken fotoğraf çekmenin saygısız olacağını bizden önce milyon tane turiste hatırlattıkları için, ibadetlerini çekmedim. Ki, adamın neden manevi havasını bozayım, kutsal düşüncelere odaklanmışken aklına '' Keşke eğilmişken çekmeseler de rahatça içimi döküp gitsem'' diye düşünceler sokup hedefini dağıtayım, değil mi?

Zaten içerde sessizdik, gelenlere ibadet ederken rahatsız olmasın diye bir şey soramadık :( M
anevi havayı anlamaya çalışan bir kaç arkadaş bir süre oturduk. 
Sonra Ekvatorlu arkadaşım ilk kez dinimle ilgili sorular sordu. Benzerlikler olup olmadığını... 
Yukarıda yazdığım gibi fiziksel olarak çok benzeyen ibadetlerimiz olduğunu , ancak farklı olarak içimizi dökmek için aracıya ihtiyaç duymadan gönlümüzden geçtiği gibi var olduğuna inandığımız aynı yaratıcıyla buluştuğumuzu söyledim. 
O da ; ''Belirli bir inanç sisteminin gereklerini yerine getirmediğimden kendimi bir dinin mensubu olarak görmüyorum. Ama bir yerlerde inandığımız aynı yaratıcının olduğuna inanıyorum,'' dedi.
Pek çok Koreli'de benzer cümleleri kurmuştu. Bir yaratıcı olduğuna inanıyorum ama....





Belki bu yazıyı daha sonra güncellerim.Sizlerin görüşlerini çok merak ediyorum, çünkü bizlerin ister istemez ilgisini çeken bir algıları var :D









Style Nanda 3CE Water Gloss - Funny Booster ( 3 Concept Eyes) Review

Türkçesi için biraz aşağıya inelim ^.^

[ENG]

Hello everyone! I'm back with another 3CE review!  Before I reviewed 3CE Under Eye Flash in this link Click and I reviewed fresh aqua mist Click! 
Actually I never thought my money got wasted buying from 3CE ,so far whatever I've bought worths every penny. Here is a quick review in English, and you can see swatches below !

Water gloss is really moisturising and fills the wrinkles perfectly. 
It's more glossy than my photos and the colors are really vivid in this collection.
Funny Booster is a little bit different than the promotional pictures; it has slightly darker color .
It kinda givis similar feeling with G.Armani Lip Maestro , but of course color range is different.

It lasts up to 6 hours with applying lip balm ,carefully eating :D 
It transfers to glass much lesser than Etude lipsticks.
When first applied its easy to spread and make gradation. Let it settle on the lips for a few minutes then it will not be transferring much.

 I definitely want to get more colors wish it was cheaper :)
To see more colors http://en.stylenanda.com/product/3-CONCEPT-EYES-WATER-GLOSS/SFSELFAA0033507/ 


Merhaba arkadaşlar ! Bugün size sahip olduğum en pahalı sıvı rujdan bahsedeceğim. 3CE , ayakkabıdan kıyafete... pek çok ürüne sahip bir moda markası olan StleNanda'nın profesyönel makyaj ürünleri markası . Renk çeşitliliği ve kalitesiyle Kore'nin Mac'i olarak bilinir. Daha önce Bu yazımda TIK  ve Bu yazımda TIK TIK biraz bahsetmiştim. 

Rujlarının en ucuzunun tanesi yaklaşık 20$dır; ki bugün doların 2,51 den kapandığını düşünecek olursak 50 küsür liraya tekabül ediyor. Stylenanda'nın  internetten alışveriş sitesinde 200$ üstü alışveriş yapmadığınız sürece kargo parası da ödendiği için rujun fiyatı 70 tl'yi bulabiliyor :( Para değerimiz bu kadar düşük olmasa gönül rahatlığıyla yabancı bloggerlar gibi ''öğrenciyim ama kendime kıyak geçtim'' diyebilirdim . Günümüz Türkiyesinde benim gibi yemeye içmeye, gezmeye tozmaya ve cilt bakım ürünlerine düşkün bir öğrencinin, çok sık kullanmayacağı renkli makyaj ürününe ayırdığı bu miktar paraya içi gidebiliyor :D


Neyse , alırken içim içimi kemiriyordu, doğru mu yapıyorum diye. 
Babamın yurt dışında olduğu ve yine Facebook'ta duyuru yaptığım zamanlardı. (İnternetten alışveriş yapıp, kaldığı ülkeye yollatıyordum gelince getiriyordu )
Birisi de o zaman çok popüler olan 3CE Creamy Lip Color rujlardan istemişti. Ben de bundan cesaret alıp kendimi ikna ettim :) ''Yalnız değilsin, bazen insanlar kaliteli olsun bir tane olsun diye paraya kıyabiliyor bak'' dedim.[ Bunları dediğim kişi tabi ürün Türkiye'ye gelince fiyatından ötürü yan çizdi, oysa ben ona söylemiştim bu civarda fiyat olacağını. Ürün elimde kaldı, sonra başka biri ben alırım dedi, aksilikler oldu parayı yatıramadı , sonuç olarak ürün hala elimde ve sanırım hala öğrenciler olarak mantığımız pahalı rujdansa çantayı tercih ediyor.]
Not: Cilt bakım ürününe para verirken bu kadar içim acımıyor. Sonuçta sık kullanıyorum. Renkli makyaj için, daha az kalıcı olsa ne olacak, o renk yerine bunu alıyım da  diyebiliyoruz dimi :D


Style Nanda kendi internet sitesinden kıyafet falanda satıyor, makyaj malzemesi de. En güzel yanı renklerin rahat anlaşılması için bi milyon tane *abartı* tanıtıcı fotoğraf koymaları . Stle Nanda sitesinden bu ürünün diğer bi milyon resmine ulaşmak için TIK TIK


Dudaklarım kuru olduğundan, çok met edilen ve pek çok *daha pahalı markalara* alternatif gösterilen bol nemlendiricili uzun süre dayanıklı Water Gloss serisinden sık kullanılabilecek koyu pembe tonu Funny Booster'ı seçtim.

Peki renk hakkında ne düşünüyorum ?

Tam Uygulanırsa ;

Bir kaç ufak noktalık dağıtılırsa;

**Renk tam sürerseniz tanıtımdakilerden daha koyu , daha belirgin.
**Resimdeki gibi  parlak .
**Gerçekten uzun süre kalıcı, zamanla  parlak kısmı gidebiliyor ama dudakta izi, kalıyor. Yani üstüne tekrar lip balm sürseniz yetiyor, yenilemeye gerek kalmıyor.
***Bu yüzden azcık azcık kullandığımızdan ürün diğer sıvı rujlara göre daha uzun süre gidiyor. 
-Ki zaten ben belirgin sevmediğimden Koreliler gibi ortaya bir kaç nokta sürüp onu dudağa yayıyorum, hafif renklendiriyor. Böyle giderse bana 5 yıl yetecek :D
!!!!!! - Karşılaştırmak istiyorum ve söylemek istiyorum ki !!!!!!
It's  okey Thats Love dizisinde Gong HyoJin'in rujlarına bayılıyordum, çok doğal ve zeki gösteren renkler seçmişlerdi. Sonra araştırdım G. Armani 'nin Maestro sıvı rujlarından da kullanılmış. Gittiğim bir kaç yerde meraktan G.Armani rujlara bakındım. Diyebilirim ki kalite ,dudaktaki his ve duruş olarak  3CE water gloss  ile çok benziyor * sana öyle gelmiş olabilir kardeş diyenler düzeltsin çünkü Armani ruj satın alıp uzun uzun deneyinlemedim :(  sadece kısa süreli gözlemim *
Renk olarak benzerlik az, 3CE'nin ürünü  'gloss' olduğu için parlak renkler için tasarlanmış .

Parama Değdiğini Düşünüyor Muyum ?


Değdi Dudakları kuru biri olarak her rujun yakışmadığını, altına kat kat nemlendirici sürdükten sonra bile, dışarı çıkınca kışın soğukta dudaklarımın renkli renkli soyulmuş deri parçalarıyla çirkin göründüğünü biliyorum . Bu ürünle nem benim için en uzun süre dayanıyor 2-3 saat :) sonrasında ise dudaklarım renkli kuru soyuk görünmüyor, sadece biraz kuru görünüyor ve lip balmlarla 5-6 saat rahat idare ediyorum.
İlk sürünce etrafa bulaşabiliyor, bir süre rengin oturması lazım. Ondan sonra bardağa falan etude house rujlarına göre 10 kat daha az iz bırakıyor. Ki, ben bardağıma dudağımdaki rujun aynen çıkmasını pek sevmiyorum 0.O
Ayrıca çizgileri iyi kapatıyor.
Sadece bi ara renginden dolayı tereddütüm olmadı değil . O da belirgin ''Ben burdayım'' diyen renkler tercih etmememden kaynaklanıyor. Bi ara hiç duymadığım bi iltifat olan '' Rujunun rengi ne güzel, ne yakışmış'' gibi lafları  duymuş oldum. Açıkçası bu kadar belli olmasa daha çok sevinecektim :D Bende çareyi Koreli style ortaya hafif sürüp, ''Gradation'' yapmakta buldum( bunun Türkçesi neydi hacı beybiler bi yardım ?  )
Sonuç olarak, insanlara bi ruja bu kadar para verdim derken hafifçe kendimi suçlasam da kullanırken seviyorum. Elimde Etude House, Innisfree, Too Cool For School, Holika  ... gibi başka popüler Kore markalarının dudak ürünleri de var, ama sıradan bi tint gibi , gloss gibi değil, sıvı ruj gibi yoğun, kalıcı. Daha ucuz olsa başka renkler almak isterdim ama zaten belirgin diye nadir kullandığım bir ürün. Rujum bir kaç tane var ki bunların çoğu ruj değil tint. Yani renklendirici. Makyaj malzemesine çok para harcamak ne kadar doğru bilemiyorum, tartışılabilir.
Hatta lütfen  yorum yapıp vücudumun parçalarının resmini (el-yanak-dudak-göz gibi)paylaşmam dini açıdan ne kadar uygun açıklayabilir mi?  Lütfen kırıcı olmamaya çalışın çünkü bu ara bu konu çok düşündürüyor. Dünya'da o kadar aç insan varken sen paranı nelere harcıyorsun ayda 2 kere süreceğin şeye verdiğin paraya bak diye içinden geçiren oluyor mu ?

Önerir Miyim ?

Eğer dudaklarınız çabuk kuruyor ve kuruyunca  kötü görünüyor ve siz sık sık ruj tazelemeyi sevmiyorsanız  Sabah sürüp çıkın, akşama kadar bi kaç kere lip balm geçseniz, -yemeği dikkatli yediğiniz sürece- yeterli :) paranıza kıyıp ,en azından 50 tlyi gözden çıkarıp alabilirsiniz *-İnşallah öyle günler olur da; para değerimiz kendini toparlar; biz de 20$' a = 25-30 tl gibi bakabiliriz**

 Ki 50 tl gözden çıkarnca Türkiye'de de gidip istediğiniz gibi deneyerek kaliteli bi ürün alabilirsiniz 
İlla Kore malı olsun derseniz;
 zaten dudaklarınızla kuruluk, çatlaklık vs sıkıntınız genel olarak yoksa -ara sıra herkeste olabilir- renkli makyaj ürünü olarak yine kaliteli ve daha uygun fiyatlı Etude , Innisfree.. gibi markaları tercih edebilirsiniz. Daha uygun diyorsam da bunların hiç biri 5-6 tl değil , tl olarak en az 15-20 den başlıyor. Bizdeki Loreal gibi yanii.(Örnek verebileceğim bir tamamen Türk menşeili kozmetik markası aklıma gelmemesi ne acı !!!!)
İçerik?

İçeriği açıkça belirtilmemiş, ama yabancı üretim olan Loreal, MaxFactor, Dior, Armani vs neyse bu da çok farklı içeriğe sahip değildir :) Yine de yememeye çalışalım ;)
 Hatta Allah affetsin, içinde kötü bişey varsa bi de önerdim yani vebal olmasın :(((